Siyaset Kulübümüzün düzenlediği “Din ve Siyaset İlişkilerinin Modern Görüntüleri” seminerinde konuşan İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyemiz Prof. Dr. İsmail Kara, din ve siyaset arasındaki mesafe yahut zıtlığın modernizmin bir sonucu olduğunu söyledi.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinde İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Kara’nın konuşmacı olarak katıldığı “Din ve Siyaset İlişkilerinin Modern Görüntüleri” semineri başarıyla gerçekleştirildi. Etkinliğe, İZÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan İçener ile İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emin Köktaş katıldı.
"TOPLUMSAL DEĞERLERİN DİNİ YOK SAYMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR"
Programın açılış konuşmalarında, din ve siyaset ilişkisinin toplumsal alandaki önemine dikkat çeken İZÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan İçener, “Siyaset Kulübümüzün ilk programında Prof. Dr. İsmail Kara’nın yer alması bizim için bir onurdur." ifadesini kullandı. İZÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ise dinin toplumsal değerlerdeki yerini vurguladı. Prof. Acar, “Ön yargılardan uzak durulması gerekir. Dinin vazgeçilmez bir unsur olduğu açıktır. Toplumsal değerlerin dini yok sayması mümkün değildir. Kutuplaşma, yararsız tartışmalara yol açan bir toplum haline gelmemize neden olmuştur. Din ve siyaset arasındaki ilişkiyi öncelikle nesnel bir açıdan değerlendirmeliyiz." şeklinde konuştu.
"DİN VE SİYASET ARASINDAKİ ZITLIK MODERNİZMİN SONUCUDUR"
İZÜ İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Kara, “Din ve Siyaset İlişkilerinin Modern Görüntüleri” başlıklı seminerinde, din ve siyaset ayrımının tarihsel bağlamda nasıl şekillendiğini anlattı. Prof. Kara, “Din ve siyaset ilişkisi aktüel bir konudur. Modern dönem öncesinde, din ve siyaset ayrımını anlamak oldukça zordu. Din ile siyaset arasındaki mesafenin giderek zıtlık ve kopuşa yol açması, modernizmin bir sonucudur. Modernleşmeyi anlamak için üç temel noktaya değinmek gerekir: Öncelikle, modern bilim ve felsefeden bahsetmek gerekir. Bu, aydınlanma felsefesinin önemli unsurlarındandır. İkincisi, laiklik ve sekülerleşme süreçleridir. Üçüncüsü ise kapitalizmdir; gündelik yaşam tarzımızın arkasındaki düşünce yapısını oluşturur. Bu noktada, kapitalizmin görünüşteki özgürlükle hiçbir alakası yoktur.” İfadelerini kullandı. Katılımcılar seminerin ardından, modernleşmenin din ve siyaset ilişkisi üzerindeki etkilerini derinlemesine tartışma fırsatı buldu.